Yıllar boyu kendi
karanlığımla cebelleşirken tükettiğim beyin hücrelerimi nasıl canlandıracağımı
bilemez bir haldeyim. Mıh gibi çakıldım olduğum yere. Tek ihtiyacım olan biraz
daha yol alabilmek. Tek bir adım, tek bir adım... Hayır atamıyorum o basit adımı,
atamıyorum. “Çaba sarfederek yapacağım” düşüncesi sözel bir mastürbasyon. Bir
otobüsün camına süratle çarpmış ve bütün kemikleri unufak olmuş, hatta ölmüş
bir kuşa “Hey çabalarsan tekrar uçabilirsin” demek gibi. Gelecekte evrenin
şiirini anlatabileceğim öğrencilerime; atomaltı boyutundaki fiziği ve
matematiği anlayamadığım için, veda ediyorum sanki. İşte bu gerizekalı
durumumdan yaptığım çıkarım...
Yeni tek bir bilgiyi kafamdan
içeri sokamıyorum. Uzaylılar tarafından kuşatılmış -elindeki iki aptal taş parçasını
birbirine vurup anlamsız sesler çıkaran- bir cro-magnon gibi hissediyorum. Tüm
o semboller, konuşmalar sanki hiç anlayamayacağım bir ritüelin parçalarıymış
gibi. Bu bitkisel yaşamıma rağmen hala bilim insanı olmaya öykünmem ne kadar
komik..
Kıçım yırtılana kadar
bağırmak, küfretmek istiyorum bu saçma sapanlığa, Neden? diye.. Anlamıyorum...
hiç bir sik anlamıyorum... Ve o kadar bunaldım ki bu durumdan...
Bir makalede marijuananın
beyin fonsiyonları ve hücreleri için olumlu etkileri olduğunu okumuştum. Evet,
belki deneyebilirim bunu fakat ay sonuna kadar cebimdeki 2lirayla değil ot
almak, doğru dürüst beslenebileceğimi bile sanmıyorum. En azından son paket
sigaramı idareli kullanabilsem...