24 Nisan 2012 Salı

...

Her ne kadar deneyip aynı başarısızlık denizinde çakılsam da olduğum yere...
Elbet bir gün o gemi gelecek ya da çözüp tüm düğümleri ben bir gemi olacağım...

23 Nisan 2012 Pazartesi

Steady state...



Kararlı Durum...
Yıllar boyu kendi karanlığımla cebelleşirken tükettiğim beyin hücrelerimi nasıl canlandıracağımı bilemez bir haldeyim. Mıh gibi çakıldım olduğum yere. Tek ihtiyacım olan biraz daha yol alabilmek. Tek bir adım, tek bir adım... Hayır atamıyorum o basit adımı, atamıyorum. “Çaba sarfederek yapacağım” düşüncesi sözel bir mastürbasyon. Bir otobüsün camına süratle çarpmış ve bütün kemikleri unufak olmuş, hatta ölmüş bir kuşa “Hey çabalarsan tekrar uçabilirsin” demek gibi. Gelecekte evrenin şiirini anlatabileceğim öğrencilerime; atomaltı boyutundaki fiziği ve matematiği anlayamadığım için, veda ediyorum sanki. İşte bu gerizekalı durumumdan yaptığım çıkarım...
Yeni tek bir bilgiyi kafamdan içeri sokamıyorum. Uzaylılar tarafından kuşatılmış -elindeki iki aptal taş parçasını birbirine vurup anlamsız sesler çıkaran- bir cro-magnon gibi hissediyorum. Tüm o semboller, konuşmalar sanki hiç anlayamayacağım bir ritüelin parçalarıymış gibi. Bu bitkisel yaşamıma rağmen hala bilim insanı olmaya öykünmem ne kadar komik..

Kıçım yırtılana kadar bağırmak, küfretmek istiyorum bu saçma sapanlığa, Neden? diye.. Anlamıyorum... hiç bir sik anlamıyorum... Ve o kadar bunaldım ki bu durumdan...

Bir makalede marijuananın beyin fonsiyonları ve hücreleri için olumlu etkileri olduğunu okumuştum. Evet, belki deneyebilirim bunu fakat ay sonuna kadar cebimdeki 2lirayla değil ot almak, doğru dürüst beslenebileceğimi bile sanmıyorum. En azından son paket sigaramı idareli kullanabilsem...

22 Nisan 2012 Pazar

...

where is my mind?

...

Ne ironik, gerçekliğin maddesinin hayallerden daha kırılgan olması. Bildiğiniz tüm gerçeklik çatırdarken, hayalleriniz sapasağlam kalabiliyor...

İzleyiciler